Yaşamımızdaki ilkler her zaman çok önemlidir. İlk oyuncağımız, ilk oyun arkadaşlarımız, ilk dizimizi kanatışımız, ilk aşk, ilk hayal kırıklıkları... Ve yaşamı en berrak o yaşlarımızda görür, doyasıya yaşarız. Çünkü çocuk kalbimiz ne geçmişe kızgın, ne de geleceğe telaşlıdır. Her zaman andadır. Ve bu yüzden yaşamın tüm güzelliklerini, heyecanını, mutluluğunu en çok çocukken yaşarız.
Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir şeyle elde edemeyeceğimiz en değerli hazinemizdir; deneyimlerimiz, geçmişimiz ve tecrübelerimiz. O hazinemiz; ailemiz, çocukluğumuz, anılarımız, ata karmalarımızdan bize kalan, bizi dünyaya bağlayan ve büyüten köklerimizdir. Ve köklerimizdeki yaşadıklarımızdan beslenemezsek, dallarımız göklere uzanamaz, oradan oraya savrulan cılız bir fidan oluveririz. Kimimiz yaşadıklarımızı görmezden gelir, kimimiz kızar ve öfkelenir, kimimiz yaşadıklarımızdan güç alarak ilerleriz. Önemli olan her zaman yaşadıklarımızı güzel hatırlayabilmek, herkesin ve bize yaşatılan her şeyin ruhsal bir anlaşmada ihtiyacımız olan olduğunu görebilmek, teşekkür edebilmektir. Kızgınlıklarımızı, kırgınlıklarımızı, duygularımızı yaşamayı ertelediğimizde, bastırarak görmezden geldiğimizde, geçmişte ve ilklerde kalır, beslenemedikçe solar, çiçek açmayı erteleriz.
Tüm bir yıl ve bir yaşam biterken, yepyeni bir yıla doğmadan önce, çocuk kalbin senden duyulmayı ve görülmeyi bekliyor. Onun istekleri, ihtiyaçları, heyecanı ve hayalleri için en güzel ebeveyn sensin. Onun mızmızlanmasına, şımarmasına, ağlamasına izin vermeyi en son ne zaman bıraktın? Şimdi kendi ellerinden tutarak onun için en güzel yeni yıl planlarını yapma vakti. Sen çocuk kalbinin masumiyetini korudukça, yılın karmik defterleri kapanırken ilahi adalet işleyecek, herkesin hayattan hakkı olanı aldığını göreceksin.
Dolunay ışığı yaşadığın her şeye son bir kez ayna tutarken... Kırıldığın, incindiğin, haksızlıklara uğradığın, kendinden kaçtığın, görmek istemediğin her noktada geçmişin aynalarını parçaladıkça seni yansıtan parçaların da çoğaldığını, çoğaldıkça kendini daha çok parlattığını fark edeceksin. İfade edemediklerin, kızgınlıkların, hırsların, öfkeli hallerin aynanın parçaları ile seni yaralayabilir. Şimdi o aynaya, yaşadıklarına, sevgiyle bakmaya, her bir parçanın daha çok sen olduğunu görmeye davet ediliyorsun. Dışarda gördüğün her şey, seni sana gösterendi... Duygularını yaşamaya, bitirmeye, başlamaya, geçmişten geçmeye, geleceği kabul etmeye izin ver. Hayır, yuvandan ayrılmıyorsun. İşte şimdi, evine gidiyorsun.
Dünyada;
-Şans, şifa, bolluk dolu bu dolunay ile; hayattan hakkımızı alabilir, kendimiz, ailemiz, işimiz için attığımız her adımda önemli desteklerle ve ilerleme, büyüme fırsatlarıyla karşılaşabiliriz.
-İlahi adaletin işlediğine, karmik defterlerin kapandığına şahit olabilir, bizi beslemeyen, geçmişte kalması gereken her şeyi sonlandırabiliriz.
-Aile, çocuk, ilişkiler, taşınma, evlenme, sağlık gibi konularda bir şifa, tamamlanma, sonuçlanma evresine girebiliriz.
-Bugünlerde duygularımız çok yüksek olabilir, bilinçaltımız ve sezgilerimiz çok yoğun çalışabilir. Uykusuzluklar çektiğimiz noktada su içmeye daha çok ihtiyaç duyabiliriz.
-Duygusal kararlar almak, dürtüsel olmak, pasif agresif yaklaşımlar sergilemek, sözlerimizle bir savaş haline girmek, yanlış adımlar attırabilir.
-Çocuklar, eğitimler, atamalar, gıda, barınma konuları gündeme gelebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder