Yaz aylarının sımsıcak günlerinde; aşkın ve sevginin tutkulu, gösterişli, meydan okuyan enerjilerden geçtik. Venüs retrosu boyunca kendi hayat sahnemizde yeteneklerimizi, kim olduğumuzu, kimi nereye koyduğumuzu, kalbimizi ne kadar duyduğumuzu, sevmeye ne kadar cesaret edebileceğimizi gördük. Işıklar söndü, alkışlar bitti.
Tutulmanın yöneticisi Venüs şimdi tahtından iniyor, tacını bırakıyor. Tüm sadeliği, yalınlığı, mütevaziliğiyle karşımızda ve sakinliğiyle yepyeni bir döngüyü başlatmaya hazırlanıyor.
Artık kalbimiz biliyor ki; gerçek sevginin, ışıltılara, gösterişe, ispata, kanıta, süslenmeye, 'ben buradayım' diye bağırmaya, olmayanı oldurmaya ihtiyacı yoktur. Alkışlara ve ilgiye bağımlı değildir. O; kendiliğinden, sade, doğal ve akıştadır. Şimdi tüm ilişkiler; bir şeyleri gizleyen, gösterişle parlatandan ve aklayandan soyunacak. Sadece hakiki, sevgisinde emek, özveri ve güven veren, ince düşünen, özen gösteren, sevmenin sorumluluğunu alabilenler yola devam ediyor olacak.
Venüs ve Merkür'ün karşılıklı ağırlamasıyla bu süreçte, ilişkilerimiz düşüncelerimizi etkileyecek. Kendimizi anlatmak ve anlaşılmak için çırpındıklarımızı bırakarak, anlamaya gönüllü olmayanlardan geçecek, bizi gerçekten anlayan ve görenle ilerleyeceğiz. Lilith kavuşumuyla takıntı yaptıklarımızı geride bırakacak, ilişkilerde açık iletişime önem vereceğiz. Juno kavuşumu ile birçoğumuz emek verdiğimiz ilişkilerde evliliğe ilerleyeceğiz. Hayal gücümüz, yaratıcılığımız, aklımızla birleşecek, ilham ve ince detayların güzelliğiyle dolu sanatsal çalışmalar ortaya koyabileceğiz.
Bu süreçte sevgisi için sunduğu emeklerde mütevazi, çabasında adanmış olan ruhumuz ve kalbimiz, sessizce görülmeyi ve duyulmayı bekleyecek. Bizim kadar ince düşünmeyenlere kırgınlıklar hissedecek, kendimize dair ince detayların görülmesini arzulayacağız. Diğerinin yaşamına dokunduğumuz ve güzelleştirebildiğimiz kadar değerli hissedeceğiz.
Sevgimizin masumiyetini ve saflığını; yüzeysel, sığ ve kalıplardan saklayacak, sadece güven verene kalbimizi ve dünyamızı açacağız.
Ancak gölge yönüyle; diğerlerinin yaşamını iyileştirmek ve düzenlemek adına kendi merkezimizi unutabilir, en mükemmele ulaşma arzusuyla kendimizi ve diğerlerini eleştirebiliriz. En büyük deneyimimiz; herkesi olduğu gibi görmek, iyileştirmeye çalışmak yerine zaten bize uygun olanı seçebilmek, kendimizi kusur sandığımız farklılıklarımızla sevip, değiştirmeden kabul edebilmek olacaktır.
Bu dönemde kadınlar; sorumluluk sahibi, düzenli, güvenilir, kendine iyi bakmayı bilen, zeki ve pratik erillere çekim duyarken, erkekler; doğal, sade, mütevazi, üretken, becerikli dişillere çekilebilirler.
Kendimize iyi gelmenin odağımız olacağı bugünlerde, ertelediğimiz tüm kişisel bakımlarımızı yapabilir, takviyeler alabilir, diyet ve detoksa yönelebiliriz. Kendi halimizin en iyi versiyonuna ulaşmak için desteklenirken, kişisel gelişime önem vererek öz değerimizi güçlendirebiliriz. Giyim ve dekorasyon zevklerimizde daha sade, yalın, minimal olanı tercih edebilir, beyaz ve toprak tonlarına ağırlık verebiliriz.
Bu süreçte kazançlarımızda; üretken, çalışkan, düzenli, planlı, özenli ve sorumluluk sahibi olanlar desteklenirken, emek verdikçe bolluk bereketimizin çoğaldığını görebilir, fırsatlara kavuşabiliriz. ''Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.''
Saf sevgi, tıpkı gizli bir mücevher gibidir. Ona yalnızca onu görmek için emek verenler, sabredenler ve sevgisinde seçici olanlar ulaşabilir. Ve onun ışıltısını, ancak kalpten bakanlar görebilir. Hayatın incelikleri, tüm eşsiz ve gerçek güzellikler, detaylarda gizlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder