İnsan, kendinden ve kalbinden ayrı düştüğünde açtığı mesafelerin boşluklarını doldurmak için bambaşka şeylere uzanır. Kendini göremedikçe görünür olmaya, görünür olmak için başarılara, bir diğerinin varlığına, onun aşkına, ilgisine, onaya, sahip olmaya ihtiyaç duyar. Oysa özlem duyduğu ve aradığı; kendi içindeki aşktır. İhtiyacı; kendini görmek, yalnızca kendine sahip olmak, kendini onaylamak, sahip olduğu güzelliklerin farkına varmaktır.
Ve kendine veremediklerini
başkalarından bekledikçe, hayat ona hayal kırıklıkları yaşatarak odağı kendine
çevirmesini ister. Ancak geçmişte ona verilmeyenlere duyduğu kızgınlık,
bugününde ispat çabasına, hırslara, yarışa dönüşür.
Kendi gibi olmaktan uzaklaşan ve
kendine veremediklerini diğerlerinden bekleyen kişi; bir başkası gibi olarak
sevilme, onaylanma arzusuna girmeye başlar. Oysa şifası; yalnızca kendine ve
kalbine koyduğu mesafeleri aşarak kendini yaşamaktır.
Kendini yaşayan insan, kendini
tanıdıkça sevmenin, kendini heyecanla keşfetmenin, yalnızca kendiyle yarışmanın
telaşındadır. Her ruh diğerinden benzersiz yaratılmıştır ve özgün olmak
yalnızca kendin olmaktır. Kendi eşsizliğini yaşayan; çabasızca parlar, kalbine ulaştıkça
kendini sevgiye açar, sever, sevilir, bolluk bereketle taşar, yalnızca kendiyle
yarıştadır. Bir başkası gibi olarak sevilmeye çalışan; onun ışığını besledikçe
kendi ışığını söndüren, kendinden uzaklaşan, öfke, takıntı ve kıskançlıkla
dolandır.
Uranüs- Lilith- Venüs retro
karesi yaşadığımız, Dubhe Yıldızı'nın eşlik ettiği, Venüs Güneş kavuşumuna
ilerleyen bugünlerde; bizi kendimizden ve kalbimizden uzaklaştıran şeyleri
görmeye davetliyiz. Yaşamda kendimizden veya gereğinden fazla değer
verdiğimiz her konuda sarsıcı gelişmeler yaşayabilir, onlardan mahrum kalarak hayatta
esas değerli olanı hatırlayabiliriz.
Eğer Güneş gibi ışığımızı ve
enerjimizi kendimizden alıyor, kendi merkezimizde kalıyorsak, yörüngemizde olan
kişiler gittiğinde de parlamaya ve yaşam dolu olmaya devam ederiz. Şayet kendi
evrenimizde bir başkasının uydusu olarak enerjimizi ve ışığımızı ondan almaya
çalışıyorsak, kendi hayatımızı unutuyorsak, o gittiğinde yaşam enerjimiz söner.
Yok olmuş, ıssız, değersiz hissederiz.
Bugünlerde yaşadığımız ani ve
sarsıcı etkiler bizi bize değer olmayan, haksızlıklar yaşatan, alttan
aldığımız, ait olmadığımız yerlerden uzaklaştırıyor. Gizli yarışları, çıkar
ilişkilerini, değer görmediğimiz yerleri fark ediyor, kendi merkezimizde olmaya
davet ediliyoruz. Özellikle 1 Temmuz tarihi etrafında görmekten kaçındığımız
gündemleri yeniden önümüze getirirken, 13- 16 Ağustos arası fark ettiklerimizle
bitiş ve dönüşümlere hazırlanıyoruz. 13 Ağustos Venüs Güneş kavuşumu ile
geçmişe dair zihnen değil kalben kopmamış bağlar yeniden canlanmaya hazırlanıyor.
Ve bize kattıkları ile misyonunu tamamlamış bağlar kalıcı olarak geride
kalıyor. Yaratılan negatif karmalar, zorlu enerjiler yaşayacağımız deneyimlerle
temizlenmeye ve karmik tamamlanmalara ilerliyor.
Şayet dünyevi değerlere,
çalışmaya ve kazanmaya takıntı yaratarak kendimizi unuttuysak, bedenimizin
sinyalleri bugünlerde bizi kendimize iyi bakmaya ve durmaya çağırabilir.
Yaşadığımız ani gelişmelerin, iptal ve ertelemelerin hepsi, durup içe dönerek
gerçek mutluluk ve tatmini nelerde bulacağımızı anlamanın sinyalidir.
Duphe yıldızı etkisi
dünyada; patlamalar, yangınlar, sarsıcı gelişmeler, sismik hareketler, karanlık
işler, ünlü kayıpları, diktatör liderler ve yöneticilerle ilgili karmik
sınavlar iken... Kişisel olarak egomuzu yıkmanın, hırslarımızın ve öfkemizin
kaynağını görmenin, daha sakin olan kalp bilincine ulaşmanın çağrısıdır.
Kalpten uzaklaştıkça donuklaşan ve kibriyle yalnızlaşanların sevmeye ve
sevilmeye izin verme günleridir. Kalp çakrasına erişemeyenlerde ani sert kalp
rahatsızlıklarını tetikleyebilir. Bugünlerde sevginizi dile getirmeyi
unutmayın.
Eksiklikleri kapatmaya çalışan
ego; hırslı, öfkeli, takıntılı, kaygılı ve ispat çabasındadır. Kendinden emin
ve öze ulaşan kalp; yolunda sakin ve emin adımlarla ilerleyen, gerçek mutluluğu
gelip geçici olanda değil kendinde bulan, gerçek sevgiyi hayatına çekerek
yaşayan, minnette, değer veren ve hayat tarafından desteklenerek yükselişte
olandır.
Kişiler ve olaylar yalnızca
aracıdır. Esas olan ruhumuzun neden yaşadığımız deneyime ihtiyaç duyduğunu
anlamaktır. Aynanın ruhumuza dönmesi, yolumuzun kendimize ve kalbimize varması
dileğiyle...
Yazdıklarınızdan çok yararlanıyorum. Tebrikler ve teşekkürler...
YanıtlaSil