5. ayın 5. gününde yaşadığımız tutulmanın sembolü, bize çok özel bir kapının anahtarını sunuyor. 5 rakamı, kalpten gelen istekleri hayata geçirmenin rakamıdır. Çocuk ruhumuzun istekleri, ihtiyaçlarıdır. Arzularımız, keşfetme heyecanımız, hayat motivasyonumuz, yaşama sevincimizin ateşidir. Beş, beşerdir. İnsan olmakla, özümüzü bulmakla ilgilidir. Ve özümüz, çocukluk yıllarımızda şekillenir.
Hayatımızın temelini oluşturan, bizi biz yapan, duygularımızı öğrendiğimiz, kişiliğimizi geliştirdiğimiz çocukluk yılları; hayatımızın en eğlenceli, en keyifli, en kaygısız yıllarıdır. Geleceği düşünmeden sadece andaki güzellikleri kucaklar, zamanı unuturuz. Uzaktan bakıldığında sadece gülerek zaman geçiriyor gibi görünsek de; arkadaşlığı, birliği, yaratıcılığı bu oyunlarla öğrenir, kendimizi oyunların içinde tanırız. O yıllar; en saf ve masum halimizle özgürce kendimiz olduğumuz, kalbimizin sesini duyduğumuz, en umutlu ve en çok geliştiğimiz yıllardır.
Bu sembol bize öğrenmenin ve ilerlemenin; hayattan keyif alarak da, eğlenerek de mümkün olabileceğini anlatıyor. Yaşamak, büyümek, kazanmak için daha büyük oyuncaklara, daha fazlasına sahip olmaya, hayatın keyifli yanlarından uzaklaşmaya, sürekli ciddi olmaya ihtiyacımız yok. Daha fazlasına sahip olmak isterken, özümüzde bunları neden istediğimizi hatırlamaya çağrılıyoruz.
En güzel oyuncaklara sahip olmak için koşarken, oyun oynamayı unutmuş olabilir misiniz?
Çocuk ruhumuz hayatın ilk yıllarında birçok tecrübeden ve duygudan uzaktır. Yargısız ve kuralsızdır. O yüzden keşfetmek, tanımak ve anlamak ister. Yaşadıkça öğrenir, içselleştirir, fikir ve görüş sahibi olur.
Beş rakamı aynı zamanda Mars ile bağlantılıdır. Merkür ve Venüs'ü bağlayan Kabala yoludur. Yani bize öğrendiğimiz bilgileri deneyimleyerek içselleştirmemiz gerektiğini anlatır. Çocukken ebeveynlerimizin söyledikleri önemlidir ancak bir çocuk deneyimlemeden uyarılara kulak asmaz. Kitabi bilgiler, eğitimler, okuduklarımız zamanla zihnimizde ağırlık yapar ve öğrendiklerimizi yaşamadan, aksiyon almadan, keşfetmek için adım atmadan o bilgileri hiçbir zaman tam olarak anlayamayız. Sözlerimiz, üsütmüzde bize uymayan bir kılıf gibidir.
Tutulma sürecinde yargılarımızdan, korkularımızdan, negatif duygularımızdan arınmaya, hayatı yaşayarak öğrenmeye davet ediliyoruz. Saf, arınmış ruhumuz ve şeffaf zihnimizle yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmaya, yeni bir hikayede yola çıkmaya hazırlanıyoruz.
Bu hikayede hepimiz hayata yeni başlamış bir çocuk gibiyiz. Keşfedecek, görecek, analyacak, böylece kendimizi yeniden anlayacak, yepyeni bir dünyada kendimize yeniden doğacağız. Ancak oyunu ciddiye alırsak, keyif almayı unutabilir, oyunbozan olabilir, kendimizden uzaklaşabilir ve sonunda oyundan dışlanabiliriz.
Yaşamımızda ilklerimizi unutamayız. İlk aşk, ilk oyun, ilk heyecanlar, ilk düşüşler, ilk hayal kırıklıkları... Şimdi ilkleri çocuk bir kalple fakat olgun bir ruhla yaşama zamanı.
Benimle oynar mısın?
Sevgilerimle,
İnci Gücen
Altair Astroloji
Instagram: @incininyildizi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder