Ay gökyüzünde doldukça çağlıyor duygular, aydınlanıyor gerçekler tüm çıplaklığıyla...
Ay tutulmaları ve dolunaylar aynı zamanlarda oluşurlar. Dolunay enerjileri eş zamanlı olarak, tıpkı ayın geceyi bütünüyle aydınlatması gibi, karanlıkta kalan konuları aydınlatır. Tamamlanma ve nokta koyma durumlarını aslında fark ettiklerimizle bizler yaparız. Ay tutulmaları ise her ay meydana gelen Dolunay'lardan 6 kat daha güçlü etkilere sahiptir. Ve önümüzdeki tutulma çok uzun sürerek, 3 yılımızı etkileyecek bir süreci açığa çıkartacaktır.
Tutulmalar ve diğer döngüler sayesinde hayatımızda hiçbir konu tek düze kalmaz, ilerler ve değişiriz. O yüzden değişim enerjilerinin varlığına şükretmeliyiz. Bu dönemeçlerdeki seçimlerimiz ise irademize yani bize aittir.
19 Kasım tutulmasına doğru ilerlerken; geride bırakmakta zorlandığımız olumsuz duygular veya bizi aşağıya çeken, artık yolumuzun bir olmadığı kişiler, bedenimizde ve ruhumuzda ağırlıklar yapabilir. Yüzleşerek arınmalar yaşadığımız bu güçlü süreç, 4 Aralık Güneş Tutulmasıyla yeni ve daha güçlü başlangıçlara alan açacaktır.
Yoğun duygusal durumlar yaşamak, uykusuzluklar, bilinçaltı rüyaları görmek bu süreçte normaldir. Çünkü Ay tutulmaları, bilinçaltımızda ve duygusal konularda yoğun enerjileri çalıştırır. Tıpkı medcezir etkisi gibi, vücudumuzda da sıvı dengesi bozulabilir, hormonal değişimler yaşanabilir. Zihin gergin ve yorgun çalışıyorsa, Merkür'ü Venüs ile dengelemeli; bolca keyif aldığımız alanlara yönelmeli, sosyalleşmeli, dans, müzik veya bize neşe veren şeyleri açığa çıkartarak zihnin dengesiz hallerine düşmekten (takıntılar, uykusuzluklar, sürkeli düşünme) kendimizi korumalıyız.
Geçmiş ve bugünler kaynaklı, kin ve öfke enerjisine girmek, yalnızca bize yük olan ve yolumuzu görmemize engel olan durumlardır. Öfke duyduğumuz her konu, yaptığımızı tekrar aynı şekilde yapmamayı bize öğretecektir. Çevremizdeki kişiler ise gerçek değerimizi fark etmemize hizmet edecektir. Aralık ayında yaşanacak Venüs Plüto kavuşumuyla, kendimize verdiğimiz değeri ve ilişkilere bakış açımızı yeniden yapılandırmaya doğru ilerliyor olacağız.
Size haksızlık edenlere, kalbinden kötülük akanlara, öfkesini kontrol edemeyenlere aynı karşılıkla cevap vermemek, olanı üstünüze almadan sizde neyin dönüşmesi gerektiğine odaklanmak, kişileri kendi karmasıyla başbaşa bırakabilmek bugünlerin öğretisidir. Kimseye güven duymayan, kuşkucu ve kalbini kapatmış kişiler, insanlara ön yargı ile yaklaşarak haksızlıklar edebilir, kendilerini aynalayarak haksızlıklara uğrayabilirler.
Hayatında hep fedakarlıkta olan ve çabayı tek taraflı sürdüren kişiler ise dengeleri bozarak, karşı tarafın bilinçaltını zayıf ve yetersiz hissettirebilirler. Bu da karşılık görememeye ve ilişkinin kopmasına yol açar. Dengelenmemiz gerektiğini anlatır.
Aşk ve sosyal çevre ilişkilerinde açığa çıkan korku, değersizlik, yalnızlık hisleriyle, bugünlerde kendi alanımızı korumayı öğreniyor ve öz değerimizi aşağıya çekenlerden özgürleşiyoruz.
Mali alanlarda kaybetme korkusu, krizler ve yetersizlik duygusu ile acele kararlar almaktan imtina ederek, sabırla, yeni üretimler yapmaya, yeni planlamalar yapmaya ve kaynaklarımızı yönetmeye teşvik ediliyoruz.
Kötü olan, dış dünyayı suçlamakta ısrar eden, kendi içini görmekten çok uzak kişilerin, derin uykularından uyanmalarını ve kalbindeki iyiyle karşılaşmalarını dileyerek, herkesin kendi yolundan sorumlu olduğunu unutmayın.
Toprak elementinde ve güçlü yaratım enerjilerinde yaşanacak tutulma süreci, geleceğe güvenmeyi, köklenmeyi, ait hissettiğimiz alanları bulmayı ve orada özgürleşmeyi getirmesi dileğimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder