6 Nisan 2020 Pazartesi

8 NİSAN 2020 TERAZİ DOLUNAYI - İnsanlığı Neler Bekliyor?

Takvimler 8 Nisan 2020'yi İstanbul saati ile saatler 05.34'ü gösterdiğinde gökyüzünde bir Dolunay meydana gelecek. Dolunay enerjileri bir şeyleri aydınlatma, açığa çıkartma, tamamlama ile ilgilidir ancak göstergeler bu tamamlanışın hem bireysel hem toplumsal olarak sancılı olabileceğini işaret etmekte. Yükselen Neptün, Merkür ve Balık semboliğinin dolunaya açısı ani kafa karışıklıkları, aldatılmalar, yanılsamalar, belirsizlikler, önümüzü görmenin zor hale gelmesi ve bilgi kirliliğini vurguluyor o nedenle bu dönemde duyduklarınıza sorgulamadan inanmayın. Dolunayı; Corona, ülkemiz, dünya, bireysel konular ve ilişkiler bazında anlatacağım.

Corona ile ilgili baktığımızda belirsiz bir sürecin devam edeceğini ve bilgi kirliliğinin olabileceğini görmekteyiz. Salgın, Mayıs 2021'e kadar devam edecektir ancak Haziran'a kadar yaşayacağımız süreç gibi ölümcül olmayacaktır. Bu ay rehavete kapılmamak ve kurallara dikkat etmek ekstra önemli, zira jupiter ve plüto yıllar boyunca yapmayacağı bir açıyı gerçekleştirecek, kavuşum yapacaklar ve bunu bu yıl 3 kez tekrarlayacaklar. Dolunay'a yaptıkları t-kare açı adeta bir alarm gibi bizleri uyarmakta, sorumluluk almamanın getireceği tehlikeleri vurgulamakta.

Corona'nın mitolojik alt yapısına baktığımızda Yasemin çayı, Siyah çay ve kara mücverin iyi gelebileceğini görmekteyiz bu nedenle bol bol tüketmekte fayda var.

Dünya'ya baktığımızda ABD'yi işaret eden Altair yıldızı onları çok zorlu günlere doğru sürüklemekte ki zaten bu yıl tutulmalardan çok sert etkiler almışlardı. Bu bir 'Dünya Savaşı'. Tüm açılar savaşı ve toplumu işaret ederken başlayan bu süreçte ABD Satürn retrosuyla 5 ay içerisinde harekete geçip Çin üzerine güç kurmaya başlayabilir ve 6 yıl sonra Çin'e büyük bir saldırı düzenleyebilir. Ayrıca, herkes Kova Çağı yani Hava Çağı'nın getireceği teknolojik nimetlerden bahsediyor olsa da hayat bizleri teknolojiyi nasıl kullandığımızla sınayacaktır. Ve virüsün de bunlardan biri olduğunu düşünüyorum. Tıpkı Atom Bombası gibi gücü kötüye kullananları ve yıllar önce planlanan bu durumu çıkarları doğrultusunda insanlığa nimet gibi sunanları da göreceğiz. Ayrıca Şiron vurgusu salgını başlatanların şifasını bulmuş gibi lanse edilerek algı yönetimi yapacağını da gösteriyor.

Onun haricinde şuan yaşadığımız şeylerin Satürn - Plüto kavuşumunun getirisi olmasından ziyade Eris'in de işin içinde olmasıyla geldiğini görüyoruz. Evet, yaşam bizlere; kolonya ile, ekmek yapmakla, yaşlılara hürmet ve yardımla, özümüze dönmekle, Kuzey ay düğümünün işaret ettiği evde olmak, ailemizle kendimizle zaman geçirmek, yarış atı gibi olduğumuz ve hedef odaklı olduğumuz bu yerde mola verdirterek nereye gittiğimizi sorgulatmakla, özümüzü, köklerimizi hatırlatıyor. Eski tecrübeler, fikirlere sahip belki de bilge insanlar yeryüzünü terk ediyor.

Ancak Eris de bir olmamızın haricinde maske, ilaç, yemek derdine düşünce nasıl kutuplaştığımızı, iş kendi canımız olunca nasıl ülkelerin birbirine kapılarını kapadığını da gösteriyor. Nasıl da bencil olduğumuzu, mesela eve siparişlerde kuryeleri veya marketlerde çalışanları düşünmediğimizi, bazı firmaların çalışanını değil yalnızca parayı düşündüğünü görüyoruz. Üstelik bu kadar karmik bir dönemde yapılacak en büyük hata bunlarken ve bedeli ağır olarak dönecekken.

Salgın bittiğinde, güç dengeleri değişecek, pek çok büyük birlik belki AB yollarını ayıracak. Pek çok büyük firma kendi içinde bölünecek, pek çok evlilik ve ilişki de bazı gerçekleri fark edip dağılacaktır. Bir de 3 yıl boyunca ciddi anlamda işçi eylemlerine, hak aramalara şahit olacağız.

Satürn Uranüs karesi ile 3 yıl boyunca hayat bizlerden yeni koşullara adapte olmamızı isteyecektir. Yeni düzene ayak uyduramayan ruhlar yeryüzünü terk ederken bizler eski fikirlere, değerlere, yargılara sıkı sıkı yapıştıkça hayat derslerimiz de sertleşecektir. Ay düğümleri değiştiğinde ise Güney ay düğümünde olan Yay fanatik gibi sıkı sıkıya bağlı olduğumuz ideolojileri yıkacaktır.

Jupiter Plüton kavuşumunun gerçekleştiği bu yıl mitolojik olarak yer altı ve gökyüzünün birleşimini işaret etmekte. İnanç ve değerlerimiz dönüşüyor. Küllerimizden doğuyoruz. Para, iş, liderlik ve koltuk sevdası için yapılanları fark ettiğimiz ve ben ne yapıyorum? dediğimiz bir sürece girip esas değerli olanı fark etmeye itiliyoruz ama bu biraz sancılı olacak. İşte bu sancıyı bir doğuma, bir mucizeye çevirmek için bir an önce içimize bakmalı, kendimize açık olmalı, karanlığımızla yüzleşip bir an önce aydınlığa kavuşmalıyız. Hayat bize derslerle öğretmeden. Evrende her şey esasen bu dönem bize 'sevgi'yi anlatmaya çalışıyor.

Ülkemizde ise bireysel sorumluluğun ve oluruna bırakmamanın önemini deneyimleyeceğiz. Bu kritik dönemde yeni kararlar alınmak zorunda kalınabilir. 11 Nisan'dan sonra zihnimiz de bilgiler de daha netleşecektir, 12 Nisan'dan sonra yeni kararlar alınabilir ancak kararlarda bireysel ve toplumsal olarak acele etmemek önemli olacaktır. Nisan ayının son haftası ise hizmet ve sağlık sektörü ciddi anlamda ön plana çıkacaktır. 7 nisan tarihinde ise hem ülkemiz hem dünyada ani olaylar, şok edici gelişmeler yaşanabilir. Ayrıca toprağın hareketlenmesi söz konusu olabilir. Yeni buluşlar, yenilikler de duyabiliriz.

Diğer bahsetmek istediğim konu ise Venüs'ün İkizler burcuna geçmesi hepimizde sosyal kelebek olma ve iletişim dürtüsünü canlandırırken Lucifer yani bilincin gerisinde hareket eden Venüs ülkemiz açısından eski eğitim ve hukuk sistemini sorgulatacaktır. Özellikle retro olacağı 13 Mayıs - 25 Haziran tarih aralıklarında nihayet tecavüzcüler, sapıklar, kadınlara şiddet uygulayanlarla ilgili yeni yaptırımlar gelebilir. Bu tarih aralıklarında ilişki, evlilik, para gibi konularda bir şeyler yapmamak önemli olacaktır. Venüs bu dönemde Pleides yani ülker takımyıldızından geçerek bizlere yas temasını yaşattı. Şimdi ise admetosla kavuşarak 'nefs terbiyesi'ni öğretiyor. 11 Haziran'dan sonra Satürn ile olan açısıyla salgın sürecini bir süre donduracaktır. Hep söylediğim gibi bizim esas sınavımız ekonomi olacaktır. Ayrıca şimdiden altın almanızı ve bunu bankadan değil bizzat elden almanızı öneririm.

Hayat bizleri pek çok şeyle yüzleşmeye zorlarken, tüm dünyanın bu dönemde aynı hayallere ve aynı korkulara sahip olduğunu unutmayalım. Önemli olan her zaman ne yaşarsak yaşayalım karma yaratmamak ve iyi olmaktan vazgeçmemektir.

Umuyorum ki hiçbir şey eskisi gibi olmaz çünkü tüm bunlar her şey öyle olduğu için yaşanıyor. Yeninin bütünün hayrına olması dileğiyle!

Sevgiyle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder