29 Ekim 2019 Salı

KUZEY AY DÜĞÜMÜ YENGEÇ BURCUNDA - DUYGU DÜNYANIZI KEŞFEDİN!



''24 Aralık 1962 – 25 Ağustos 1964

25 Eylül 1981 – 16 Mart 1983

10 Nisan 2000 – 12 Ekim 2001

6 Kasım 2018 - 5 Mayıs 2020''


Merhabalar,
Hepimizin doğum haritası tıpkı parmak izimiz gibi kendimize özeldir. Hepimizin bu hayatta belli hayat rolleri vardır. Ay düğümleri ise bu hayat rolleri ile ruhumuzun hangi alanda evrimleştiğinin ipuçlarıdır. Doğduğumuz anda ruhumuz güney ay düğümümüzü bilir, buna isterseniz atalarımızdan gelen karmik depo diyebilirsiniz, şayet reankarnasyon inancınız var ise 7 - 9 yaşam arası yaşadıklarımızın ortak deposu diyebilirsiniz. Sonuç olarak ruh, güney ay düğümünü bilir ve 28 yaşına kadar oradan desteğini alır. ancak 28 yaşından sonra işler kızışmaya başlar, artık kuzey ay düğümüne yani 33 yaşımıza, var olma sebebimize yaklaşıyoruzdur. Kuzey ay düğümüne gidemezsek hayat sınavları sertleşmeye başlar. 33 olmasının sebebi ise 33'ün evrende yeniden doğuş manası olmasıdır. O yaşımızda 10 yaş almış gibi hissederiz. Düşünsenize, güneş her 33 yılda bir aynı noktadan doğuyor, yani 33. doğum gününüzde güneş doğduğunuz günkü konumundan doğuyor olacaktır.

Kuzey ay düğümü ile ruhumuz hangi deneyimleri yaşayarak olgunlaşacak bunu görürüz. Hepimiz kendimize özel olan haritamızda bu noktaya belli alanlarda gideriz, ben de sizlere genel temadan bahsedeceğim.


Kuzey ay düğümü Yengeç burcunda iken o enerjiye doğru gider ve Oğlak burcundan sıyrılırız. Fakat güney ay düğümünün de olumlu özellikleri ile ilerleriz.

Ruhunuz sorumluluk duygusunu bilir, çalışmayı, saygınlık elde etmeyi önemser. Doğruluk kavramı sizin için çok önemlidir ve her şeyin kurallarına uygun olmasına dikkat edersiniz. Toplumun onayını almak adına tüm özgürlükleri kısıtlayabilirsiniz. Çünkü size tam olarak bu aşılandı ve henüz minicik bir çocukken kendi kendinizin ebeveyni olmak, sorumluluklar almak zorunda kaldınız. Hep olgun bir çocuktunuz. Kimseye yük olmamak için kendinizi geri plana itmek zorunda kaldınız. Güçlü olmak zorunda kaldınız. Bu nedenle kendinizde kısıtladığınız o; kendini bırakma, destek isteme ve duygularını rahatça ifade etme duygusunu başkalarında görmek sizi dıştan öfkelendirse de içinizde aslında arzu ettiniz. Ancak şimdi yapmanız gereken; sevginin, desteğin, aile kavramının sıcaklığını tanımak, hırs yerine şefkati geliştirmek, kendinizi işinize değil evinize adamaktır. Evlenmek ve yalnızlığınızdan sıyrılmak size en iyi gelecek şeylerden biridir ve bu gerçekleşmediği sürece kendi ebeveynleriniz ve evinizle ilgilenmeniz gereken durumlar oluşur.

İpin ucunu bırakmak sizin bu hayatta en korktuğunuz şeylerden biridir, ruhunuzu gevşetecek her şeyden kaçarsınız. Çünkü bir kez kuralları çiğnediğinizde, taviz verdiğinizde, hayattaki bir anınızı görev bilinciyle değil öylesine yaşadığınızda bir daha toparlayamayacağınızı ve saygınlığınızı yitireceğinizi düşünürsünüz. Oysa siz rahatlayıp uzandığınızda, çevrenizi de telkin ettiğinizde, doğal olduğunuzda hayatınız oldukça kolaylaşacaktır. Bu hayattaki göreviniz, başarılı olmak değil çevrenize başarıya ulaşmaları için yol göstermektir. Karşınıza da hep sizden manevi destek isteyen kişiler çıkar. Destek almak, hata yapmak, incinmek, korkmak bu hayattaki en olağan şeylerdendir, hiçbirimiz mükemmel değiliz, insanız. Alkışları yitirme korkusu size zarar verecektir.

Hiçbir şey mükemmel, net ve dümdüz değildir, derininde, ardında bambaşka kavramlar taşır. Bu nedenle her şeyi kontrol edemeyeceğinizi kabullenip, ardındaki anlama bakarak bakış açınızın sınırlarını genişletmeniz gerekmektedir. 

Hayatı düzene sokmak yalnız kural ve kısıtlamalarla mümkün değildir, çevrenize sevginizi sunmalı, onlarla empati yapmalı ve onları doğum haritanızdaki yerleşimlere göre; sevginizle, bilginizle, belki de iş anlamında beslemelisiniz. Tabi ki bunun için de önce kendinizi sevmelisiniz. Hislerinize kulak verin ve içinizdeki sevgi dolu yanınızı keşfedin, önce kendinizi besleyin. Böylece karşılıksız sevgi duygusu hayatınıza akacaktır. Siz değerlisiniz, sevilmeyi hak ediyorsunuz ve kalbinizde göstermekten korktuğunuz sevgi dolu bir yer var. Bunu duygularınızdan kaçarak ve mesafe koyarak gizleyemezsiniz. Hissetmek zayıflık değildir ve yaşam dengeyi sever.

Dünyayı sevgi ve iyilik ayakta tutar. Mutlu ettiğiniz kalpler hayatınızın ışığı olacaktır.

Sevgiler.








26 Ekim 2019 Cumartesi

28 EKİM 2019 YENİAY'I - FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK!



Takvimler 28 Ekim 2019'u akrep ve yelkovan İstanbul saati ile 05.38'i gösterdiğinde, Ay Yeniay fazına bürünecek ve o anki gökyüzü konumunun etkisi 14 gün boyunca etkili olacak. Yeniay'lar başlangıç enerjisidir ancak başlangıçlarımızı Ay'ın Hilal halini aldığı iki üç gün sonrasında yapmak daha iyi olacaktır.

Yeniay Akrep takımyıldızından enerjisini alıyor ve 4 derecede. Tam karşısında Uranüs Boğa etkisinde ilerliyor. Anın yükseleni yani ufuk çizgisinden yükselen enerji Terazi burcunda ve şan şöhreti temsil eden Spica yıldızı etkisinde. Mars, Terazi ve Venüs Akrep etkisinde birbirlerini ağırlıyor. Mars - Neptün ile 150 derece açı yapıyor, düğümlere ve Satürn'e kare.

Sessiz, derin, hızlı adımlarla gelen günler.

Önümüzde karanlık, derin, ıssız bir göl var, girmeye korkuyoruz ancak acılarımızı dindirecek şifa da orada.

Neden bilinmezden korkuyoruz? Neden ilerleyemiyoruz?Kafamızda hepimizin binbir hayal ve düşünce var. Bu yeniayda değişime direnmeyen ilerleyebilecek.

Değişiyoruz, dönüşüyoruz. Yüzleşerek ve vazgeçerek. Kendimizi ne kadar tanıyoruz ve kendimizi ne kadar saklıyoruz? Aynı döngü içerisinde dönüp durmaktan bunalmadınız mı? Uranüs Mayıs ayından beri fısıldıyor; 'başka bir dünya mümkün'.

İlişkiler, ekonomi, işimiz, sağlık gibi konulardaki bitiş ve başlangıçlarla kendi içimizdeki karanlık ve yüzleşemediğimiz bir alanı açığa çıkartacağız. Yüzleşelim, sorgulayalım ve ondan kurtulalım. Retro merkür ise geçmiş deneyimlerden yola çıkarak aynı suda iki kez yıkanmamamız için dersimizi almamızı öğütlüyor.

Bazı olay ve durumlar ayaklarımıza pranga olmuş olabilir. Ancak düzenimiz bozulmasın diye onu kabullenip, şikayet ede ede, bir şeyin yanlış olduğunu bile bile erteliyor olabiliriz. Yaşamımızda sabit olan şeylerin rahatlığı sadece tuzaktır. Yeniay bizlere o rahatlıktan ve ayağımızdaki prangalardan kurtulup değişmemiz adına güç ve cesaret veriyor.

Bu adımları güçlü, tutkulu ve cesurca atacağız. Yeni başlayan her şeyin içinde tutku olacaktır. Derinden bağlı olduğumuz kim ve neresi varsa, onun değişimi veye yok oluşuyla dönüşeceğiz. Ruhumuza uymayan her şeyden özgürleşeceğiz. Dikkat edilmesi gerekense fevri ve aceleci olmamak, dürtüsel olmamak, iyice düşünmek olacaktır.

Ayrılıklar, ölümler, sonlanmalar, vazgeçişler gözümüzü korkutsa da, bizim yeniden doğuş ve kendimizi tanıma anahtarımız olacaktır. Kendi hayat yolumuzda olduğumuz sürece, her halimizi tanımaktan korkmadığımız sürece, hayat sınavları bizim ancak o yolda daha dik yürümemizi sağlayacaktır.

İlişkilerimizi fevri kararlarla bitirebilir ya da kıskanç, baskıcı olabiliriz. Neden bu enerjiyi sevgimizi daha derin göstermeye ve tutkuya yöneltmeyelim?

Çevremizle ilişkilerimizde ise manipülasyon ve güç oyunları hakim olabilir. Para odaklı davranışlar gözlemlenir. Parasıyla, gücüyle çevresini ezmeye çalışan kişileri fark edebiliriz. Sezgisel olarak yapılanları önceden fark edebiliriz. Gizli olaylar, skandallar açığa çıkabilir. Duygusal olarak kısıtlanmış, yapacaklarımızda önümüze engeller konulmuş gibi hissedebiliriz. Engeller bu hafta daha belirgin olmaya başlayacak, çünkü hayat ondan kurtulmak için adım atmamızı istiyor. Otorite ile de ani çatışmalar olabilir, sakin kalalım. Yine bu hafta evrensel mesajlar alabilir ve eş zamanlılıklar yaşayabiliriz. Merkür de bu süreçte retro olacağı için, sözcüklerimizi dinlendirelim. Ne kadar kızsak ve intikam duygusuna bürünsek de; susalım, dinleyelim, ketum ve sessiz bir halde gözlem yapalım. Bu karmik dönemde ilahi adalet gerekeni yapacaktır.

Ayaklarımız hızla yerden kesilirken, o heyecan ve heves ile hiçbir köprüyü yıkmayalım. Bu ay geri gelen herkes veya yeni tanıştığınız kişiler, geçmişinizde takıntı, güç oyunları, manipülasyon temasıyla ilgili gelecektir. O temalarda bir şeyler yaşadıysanız yarım kalan bir dersi size tamamlatmak için gelecektir. Başta gizemli ve tutkulu gelse de sonu karanlık bir tüneldir. Geriye bakmayın. Kalbinizi dinlendirin.

Bu dönem 26 aralık tutulmasına hazırlıktır. Öyle yüzeysel değil, en derinimizden, en karanlık veya en bağlı olduğumuz yerden değişiyoruz. Özgürleşiyoruz. Aslında ne kadar da güçlü olduğumuzu fark edeceğiz.

Değişimden kaçan ruhunuz kalıplarını yıksın! Sadece kendinizle yarışın, kendi yarışınızdan ve savaşınızdan vazgeçmeyin. Sadece kendinize yenilin. Yılanın deri değiştirme, tırtılın kelebek olma, zümrüdüankanın küllerinden doğma vakti. Siz neden gölgenizi bırakıp gün ışığına çıkmaktan korkasınız?


Toplumda;

Kolektif alanda etkilere baktığımızda; tuhaf, sapkın, dürtüsel insanların davranışlarıyla karşılaşabiliriz. Yeni zamların olacağı, ekonomik ani yaptırımların olabileceği, yatırımların, uluslararası finansal ilişkilerin gündemde olacağı bir dönemdeyiz. Dünya çapında; skandallar, cinsel suçlar, hırsızlıklar, mafyavari tiplerin artacağı bir dönemdeyiz. Sapkınlıklar sebebiyle kadın ve çocuklara ekstra dikkat edelim. Yasadışı olaylar görülebilir. Yönetime başkaldırı olabilir. Ülkemizi direk güneş yani kimliğinden etkileyecektir. Ekonomik anlamda yeni başlangıç dönemidir. Bu başlangıç krizle veya başka olaylarla olsa da dönüşüm şart olduğu için yaşanacaktır. Özellikle ünlü, toplumun gözü önünde olan kişiler gündemde olacaktır. Ani ölümler yaşanabilir. Borsa ve yatırımlarda ani kararlar almamak önemli, ciddi dalgalanmalar olabilir. Depremler, madenler gündemde olabilir. Bu dönemi daha çok araştırma ve keşif için kullanmalıyız. Gizli ilimlere, spiritüel konulara ve gizemciliğe ilgi artacaktır.

Sağlık;

Bel, böbrek, dolaşım, migren, kalp ve özellikle göğüs hastalıklarına, zatüre ve tuhaf virüslerle bulaşacak griplere karşı önlem almalıyız. Kemik kırılmaları da çokça yaşanabilir. Bipolar hastalarının ve panik atak hastalarının rahatsızlıkları tetiklenebilir.

Dönüşüm ve farkındalık yaşayacağımız alanlar:

KOÇ: Evlilik, ilişkiler, ortaklıklar, fedakarlık ve benlik.
BOĞA: Sağlık, hayat düzeni, iş hayatı, beslenme düzeni, alışkanlıklar ve evcil hayvanlar ile bilinçaltı.
İKİZLER: Kendinizi ortaya koyuş şekliniz, hayat sahnesi, aşk, sanat, çocuklar, şans oyunları, umutlar, sosyal çevre.
YENGEÇ: Ev, aile, hayatın temel düzeni, ebeveynler, çocukluğunuz, duygusal yanınız, güvenlik duygunuz.
ASLAN: Hayata bakış açınız, iletişim şekliniz, eğitim, medya, kısa yolculuklar, kardeş ve yakın çevreniz.
BAŞAK: Öz değer duygunuz, maddi manevi değerleriniz, para kazanma şekliniz, gelirleriniz.
TERAZİ: Dışarıya gösterdiğiniz yüzünüz, benliğiniz, sağlığınız, imajınız.
AKREP: Kim olduğunuz, bilinçaltınız, ruhsal sağlığınız, korkularınız, sırlarınız, rüyalarınız, kapalı alanlar.
YAY: Sosyal çevreniz, özgürlüğünüz, hayalleriniz, planlarınız, ilişkileriniz.
OĞLAK: Nasıl hissettiğiniz, kariyeriniz, toplum önündeki konumunuz, statünüz, otorite figürler.
KOVA: Hayata bakış açınız, deneyim dürtünüz, ufkunuz, inançlarınız, eğitiminiz, uluslararası seyahat ve bağlantılarınız.
BALIK: Keskin bitiş ve başlangıçlar, ameliyatlar, vergi ve borçlar, giderler, eş kazancı, gizli saklı olaylar, sezgileriniz, gizli ilimlere ilginiz.

Sevgiler.


11 Ekim 2019 Cuma

14 EKİM 2019 DOLUNAY'I - BENLİĞİN SAVAŞI KENDİNE ULAŞIR



Takvimler 14 Ekim 2019'u, akrep ve yelkovan İstanbul saati ile 00.07'yi gösterdiğinde göklerde Ay ve Güneş karşı karşıya gelerek Dolunay'ı meydana getirecekler.

GÖKTEKİ NE İSE;

*Güneş anın 4. evinde Terazi burcunda ve Ay anın 10. evinde Koç burcunda, 20 13' derecedeler. Öncü burçlar, bitişler ardından başlangıçları işaret ediyor.

*Dolunay yöneticisi Mars, rahat edemediği Terazi enerjisinde.

*Plüto, anın 6. evinde, Gad, Satürn kavuşumunda ve Dolunay'a t-kare zorlu açı kalıbı gönderiyor.

*Jupiter ise Neptün - Lilith kavuşumu ve Juno ile t-kare açı içerisinde. Ay ile 120 derecelik açı yapıyor.

*Venüs ise Merkür ile beraber, Uranüs ile karşıtlık halinde.

*Su elementi oldukça baskın ve anın almuteni, yükselenin yöneticisi de olan Ay.

YERYÜZÜNDEKİ DE ODUR;

Sert bir dolunaya doğru ilerliyoruz. Yaşamımız bir tahteravallinin tam ortasında. Öyle bir denge kurmalıyız ki, hayatımızın hiçbir yanı savrulup uçmasın, bir anlık dürtü ile yere vurmasın. Kendimize ulaşma savaşındayız. Yanıyoruz, kendimize doğru. Bırakmamız gerekenlerle özgürleşiyoruz. Yangının ardında ilahi bir başlangıç var.

Bir bütündür yaşam, siyah ve beyaz, dişi ve eril, ying ve yang ile dualiteden oluşur. Öylesine hassas bir dengeye doğru ilerler ki; hem özünü yitirmez, hem de nötr olur, tıpkı benliğimiz gibi.

Venüs'ün 4 ayrı enerjisi vardır. Bunlar; uyum (armonia), tutku (eros), korku (phobos), öfke (deimos)'tur. Dolunay anında etki aldığı akrep enerjisini yeryüzüne yansıtır. Burada korku ve öfke yönü etkendir. Bu dönemde ilişkilerimizde büyük bir farkındalık ve dönüşüm enerjisi altına giriyoruz. Bu enerji öylesine derin ve öylesine hırçın ki; baskı, manipülasyon, güç savaşları, paranoya, geçmişten gelen kaygılar bizi zorlayabilir. Fakat unutmayalım, bu dönemde hangi duyguları taşıyorsak kendimizle yüzleşiyoruzdur. Karşımızdakine ve davranışlarına kızmadan önce bilmelisiniz ki o ne yapıyorsa sizi aynalıyor, bir yönünüzle sizi yüzleştiriyordur. Bu nedenle dönüşüm ve değişim önce kendinizden başlamalı, önce kendinizi sevmelisiniz. Savaşın yerine uyum, yıkıcılık yerine adaleti seçmelisiniz.

Venüs'ün enerjisini bu dönem; daha derin sevmeye, tutkuya, duyguları derin göstermeye kanalize etmelisiniz. İçinizdeki aşkın gözü kara yanı, ruhunuzu birbirine daha da bağlamalı. Öyle ki, onunla her anlamda bütün olup, onun ruhunda kaybolmalı. Derin ve güçlü sevmeli, adeta o olmak istercesine ve kendini kaybetmeden. Aynı zamanda; takıntılardan, intikam ve nefret duygusundan, aşırı uçlardan, ısrarlardan kaçınmalı. Değiştirmeden, zorbalık etmeden, onu o olduğu için kabul edebilmeli. Yasak elmadan uzak durmalı, zira Merkür akrep retrosunda tüm gizli ve yasak ilişkiler ortaya çıkabilir.

Uranüs özgürlük dürtüsüyle evinizin ön kapısını çalıyor, sevgi ve değer duygusu ise arka kapıda. Bir yandan özgürlük isteği bir yandan bir ilişki içinde olma ihtiyacı ağır basıyor. Dengeyi kurabilecek miyiz?

Gökyüzündeki eril enerji Mars, bizim bam telimize yani Şiron'a dokunuyor. Kendimiz için mücadele etmekten ne zaman vazgeçtik? Ne zaman bıraktık yaşamın iplerini? Hangi yaramız kanadı ve yaralanacağımızı bile bile neye doğru koştu ayaklarımız?

''Ay doluyor.
Seni sevmiyor birileri,
Birileri işini sabote ediyor,
Birileri yakıyor canını hiç acımadan,
Ekonomik dengeler sarsılıyor,
Zihin durmuyor,
İşler karışıyor,
Vücudunun bile dengesi bozuluyor ve;
Ruhunun, bedeninin, yaşamının sorunsuz işlediğini sandığın sistemi birden dağılıyor.

Çünkü; kendini sevmedin, bir bütün değilsin kendi içinde. O yüzden sunamadın sevgini, sen kendini sevmedin ve az bulduğun bu değer frekansını kendine çektin. Önce kendine değer ver.

Çünkü; ihmal ettin, dikkat etmedin kendine. Kim bilir hangi sorumsuzluğun, hangi travman, hangi aşamadığın duygun hasta etti bünyeni. Bozdu dengeni.

Çünkü; içindeki cesur lideri, özgüvenini ortaya çıkartmadın. Sustun. Seyrettin. Çaba harcamadın ve iş yerinde düzen değişti. Haklı ve haksız kim çok iyi biliyorsun. Vicdanın sesleniyor. Dinle.

Şefkatin ve fedakarlığın, bencilliğin ve özgüvenin, fazlası da azı da zarar, göremedin.

Parayı güç saydın ve duygularını göstermek için önce maddi olarak güçlü olman gerekiyor sandın. Oysa kalbindi güçlü olması gereken ve değer duygusunu yaşamına çektikçe beşeriyet de zaten gelecekti bir yerden.,,

Yaşamda her şey bir hak ediştir. Her şey önce kendimizden başlar. Dengeyi bozan, yanlış yola sapan bizsek, dengeyi yeniden kurmak adına elimizden geleni yapmak zorunda olan da biziz. Zira biz yapmazsak sistem bize bunu daha sert yaptıracaktır. Gereken dersleri çıkartmadıysak, Satürn'den iki yıldır öğrenmediğimizi Plüto yıkacaktır. Otorite çatışmaları, yaşlı eril bireylerin vefatı, saldırı ve savunma hattı hayatın her alanında yaşanacaktır.

Biz hangi yönümüzü çok beslersek, onun zıttını yaşamımıza çağırırız. Neyi bastırırsak, onu öğrenmek için de yaşamımıza çağırırız. Neden bu kadar savunmacı ya da neden bu kadar saldırganız? Neyden korkuyoruz? Aslında sadece kendimizden.

Kendimizle yüzleşmemize ayna tutan dolunay ışığında suretimizle karşılaştığımızda, içimizde neyi öldüreceğiz, kendimizi yeniden doğurmak için? Ve bu doğum sancısı bize hangi hayat sınavından gelecek? Hangi yolla yok oluyoruz, dönüşmek için?

Toplumda;

*Doğduğumuz coğrafya kaderimizdir. Ülkemizin tepe noktasındaki Ankaa yıldızı doğmak için önce yanmamız gerektiğini anlatır ve biz yandıkça güçleniriz. Dolunay, ülkemizin doğum haritasında çok hassas yerlere dokunuyor. Bitiş ve başlangıç enerjisini yeni harekatta görüyoruz. Baten Kaitos yıldızı askeri enerjiye destek veriyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve siyasal dengeler değişecektir. Yükselen, ülkemizin yükseleninde. Ay, Şiron'da. Venüs, Güneş'te. Müttefikler, sınırlar tetikleniyor. Şimdi dengeyi kurmak adına bireysel yaşamımızda yaptığımızı toplumsal olarak da yapacağız. Benliğimiz için yapmamız gereken ne varsa yapmak zorunda olduğumuzu gösteriyor gökyüzü. Kendimizi korumak adına mecburduk. Ve atılan adımlar esasında 2020 sonuna atılmış adımlardır. Adım adım tırmanan olaylar bizleri 2023 yılındaki büyük değişime hazırlamaktadır. Merkür retrosunun da etkisiyle Kasım ayında ekonomi oldukça dalgalanacaktır, kesinlikle fuzuli harcamalar yapmayınız. Mars'ın Terazi enerjisi dengeleri bozarken, dünya liderlerinden tuhaf ve durmadan değişen kararlar duyabiliriz. Sirius etkisindeki Plüto'muza karşıt olan Plüto ve Satürn, ülkemizin imajını baskı altına alırken, Merkür'ü kareleyişi ile anlaşma ve sözleşmelerde manipülasyon ve güç savaşlarını işaret etmektedir. Dünya'yı manipüle edeck güçler ve yanımızda olmayışına şaşıracağımız coğrafyalar olsa da, isyanlar, dengesizlikler artsa da, biz bir oldukça yok olmayacak, dönüştükçe güçleneceğiz. En az zararla sonlanması ve bütünün hayrına olması dileğiyle.

6 Ekim 2019 Pazar

BÜYÜME SANCISI - GÜNEŞ & SATÜRN & PLÜTO & KARMA


Güneş; benliğimiz, kimliğimiz, yaşam kaynağımız, kalbimiz, kim olduğumuzdur. 6 Ekim itibariyle gökyüzünde başlattığı enerji bizlere doğumu hatırlatır. 14 Ekim'e kadar benliğimiz yeniden doğuyor ancak doğumdan önce ölüm vardır. Benliğinde nelerden sıyrılacaksın? İçinde neyi öldüreceksin? Ve onu, neye dönüştüreceksin?

Satürn; karmayı temsil eder. Yaptıklarımızın bize hangi derslerle döneceği, ruhumuzun hangi deneyimlerle büyüyeceğidir. O bir öğretmendir. Elindekini alarak aldığı şey için çabalamanı ister. Yaşamımızda bazen babamız, bazen patronumuz, bazen bizden büyük kişilerdir. 6 - 14 Ekim arası sorumluluklarımız fazlalaşabilir, dersler ağırlaşabilir, otoriter konumlarla sorunlar yaşayabiliriz. Hayat kendini daha ciddiye aldırabilir. Biz sorumluluklardan kaçtıkça, otoriter konumlarla çatışabiliriz, egomuz, kim olduğumuz baskılanabilir. Hayatımızda çıkan engeller kendimiz olmayı engelleyebilir.

Plüto; onu uzunca anlatmaya gerek yok. Çürük olanı yıkar, yaşam derinden ve baştan başlar. Ölümdür. Doğum için. Güneş - Plüto karesi 14 Ekim'de başlayarak 14 gün boyunca etkisini sürdürecek. İçimizde ölen bir şeyler var. Şayet; karamsar enerjiye kapılmaz, kendimizde ve daha önemlisi bulunduğumuz ekipte, ailede, işimizde sorumluluklarımızı yerine getirirsek, güç savaşlarına ve baskı enerjisine girmezsek, ilişkilerimizi daha ciddiye alırsak, adımlarımızı sağlam atarsak, disiplinli ve sabırlı olursak güneş her zamankinden daha parlak doğacaktır.

Büyümenin sancısının, yerini yeniden doğuşun hafifliğine bırakması dileğiyle.

MERKÜR TUTULMASI ve RETROSU (29 EKİM - 21 KASIM) - ZEHİR DE ŞİFA DA SENDE!

Mevsimler geçer, mevsimlerin enerjisi değişir. Aylardan Kasım olur, Sonbahar'ın enerjisi Sabit burç olan Akrep ile sabitlenir, doğa 'vazgeçiş'i hatırlar. Bilir ki, yapraklarından vazgeçse de, dalları kurusa da, kara ve soğuk bir mevsime hazırlanıyor olsa da, o özünden hiçbir şey kaybetmeyecek, kışın ardından elbet bahar gelecektir. Öylesine güçlü, öylesine cesurdur bu mevsim. Dönüşümdür. Karanlık ve aydınlığın tam ortasında, o keskin virajda yaşanan kriz ile bilincin yükselmesidir, küllerinden doğuştur.


İnsan ruhu, Ekim ayında Terazi enerjisini deneyimlemektedir. İnsanoğlu her daim bir başkasının varlığına ihtiyaç duymuştur. Bir bütün olabilmek, hayat yolunda bir desteğe ihtiyaç duymak doğasında vardır. Fakat bir bütünlüğe ihtiyaç duymasının sebebinin kendini tanımak olduğunu fark edene kadar. İşte orada Akrep zamanı başlar, ruh derinleşir, karanlığını keşfeder, vazgeçişi tadar, cesurca kendi içine bakar, çünkü; şifa da zehir de kendi içindedir. Acıyla dönüşme vakti gelmiştir. 

Kasım 2019 bizlere tam da bunu yaşatacaktır. 

Peki Merkür 3 Ekim'de Akrep enerjisine bürünerek bizleri Kasım ayına nasıl hazırlar? Merkür; zihnimizdir, hayata bakış açımızdır, zekamız, algımızdır. Zihin, doyumsuzdur. Durmadan derinleşmek ister ve derinleştikçe, gerçek benliğine, doğru bilgiye ulaşır. Bugünlerde her şeyin cevabını, iç dünyamıza dönerek bulacağız. Kendimizi aynalayacağız.

3 Ekim - 9 Aralık tarihleri arasında Merkür, Akrep seyrinde olacaktır. 29 Ekim 21 Kasım'a ise retro olacaktır. Hisler bu dönemde artar, sezgiler keskinleşir. Keskinleşen zihnin farkındalığı artar. Böylece, hem kendimizle hem de hayatla yüzleşme cesaretini içimizde buluruz. 29 Ekim'den sonra bugünlerde söylediğimiz ve yaptıklarımızın bedelini ödeyebiliriz. 

Ancak bu dönemin gölge yönü; manipülasyon, güç uygulama, paranoyalar, 'ya hep ya hiç' tutumu, kıskançlık, baskı şeklinde olmamalıdır. Plüton'un da ileri hareketine başladığı bu dönemde hayat çürük olanı yaşamımızdan çıkartıp bizleri dönüştürürken, Merkür 29 Ekim'den sonra durağan konuma ardından retroya geçecek, zihnimizi de takıntılardan, karanlık yanlarımızdan özgürleştirip, gizli olayları - kriminal durumları, skandalları açığa çıkartacaktır. 

Retrolar, yaptıklarımızın bizlere dönüşüdür. Karma zamanıdır. Hesap defterleri açılır. Enerji içe döner ve sorgulanır. Peki 21 Kasım'a kadar sadece 3 - 29 Ekim'in karmasını mı yaşayacağız?

30 - 31 Ekim tarihlerinde; 'Şubat 2019- Ağustos 2019'u hatırlayacağız. Kasım ayı boyunca Merkür retro hareketine devam edecek ve '2018 Ekim - Kasım' aylarında tam da Venüs'ün retroya başladığı derecede duracak. 2020 yılına hazırlanırken, dönüşüm her konuda yaşanacak. O günleri anımsayacağımız olaylar yaşayacağız. Geçmişten pek çok kapanmamış hesap geri gelebilir, anda kalıp ileriye bakmak ve geçmiş enerjisinden uzak durmak önemlidir. 

Gelelim retro süresince önemli tarihlere;