Merhaba yeryüzü sakinleri,
Ekim ayında; ani başlayan ve biten aşkların, kadersel yüzleşmelerin, eril enerjinin artık inisiyatifi ve sorumluluğu ele almasının ve dişilin kendi değerini koruma deneyimlerinin arttığı bir süreçten geçiyoruz. Burada yaşanan fark edişler esasen yabancı değil, uzun zamandır hissedilen ve bitmesi gerekenin biteceği, hak edilmiş değerlerin alınacağı bir süreç.
Sevgili aşıklar, bu süreçte kalbinizi ve birbirinizi duyun, doğru anlayın, doğru iletişim kurun.
Gökyüzünde; aşkı, parayı, değerlerimizi, sanatı, bize güzel gelen her şeyi temsil eden gezegen Venüs'tür. Venüs'ü şöyle düşünün; o güzelliği dillere destan bir prensestir. O prenses sizin doğum haritanızdaki konumuna göre, gökyüzündeki konumuna göre etkisini değiştiriyor. Kimi zaman tüm ihtişamını sunuyor, kimi zaman karanlıklara gömülüyor, bazen çok tutkulu bazense çok uyumlu, bazen korkak, bazen de en tehlikeli olabiliyor.
Peki şimdi aşk enerjimiz nasıl işliyor? 3 - 28 Ekim tarih aralıklarında bahsettiğim etkileri ilişkiler, işimiz ve maddi konularda yaşayacağız.
3 Ekim'den beri Venüs Başak burcunda ilerliyor. Kendi Venüs'üm Başak olduğundan ben bu prensesi çok iyi tanıyorum. Astrolojik terimlerden ziyade Venüs'ü bu süreçte şöyle düşünün; güzeller güzeli prensese Külkedisi kıyafetleri giydirdiğinizi düşünün. Kalbimiz ve ruhumuz burada rahat eder mi? Kendisini ifade edebilir mi? Kendisini işine adar, sevgilisine sevgi kölesi olur, hizmet eder, topluma, çevresine hizmet ettikçe başarı elde eder. İşini oluruna bırakamaz, başarı ve titizlik önemlidir ve Merkür yönetiminde olduğundan oldukça zekidir.
Bazen, kafasında bir check list olmasa, kriterler olmasa, çok ince düşünüp detaylara takılmasa belki de istediği sevgiliden, istediği işten daha iyisine sahip olduğunu fark edemez.
Bazen de bu prenses kendini iyileştirmek ve olması gerekene uydurmak için kendisine ağır eleştiriler yapar. Dolayısıyla kendisini değerli hissedemez, oluruna bırakamaz. Karşısına biri geldiğinde onun da kafasındaki listeye göre en mükemmel olması için ona yapması gerekenleri söyler. Onu hayalindeki kişi haline getirmeye çalışır. Sevgiye teslim olamaz.
Bazense detaylardaki ince güzellikleri fark eder ve onların kıymetini bilir. Küçük şeylerin şükrünü bilir. Dokunduğu yeri minik bir detayla güzelleştirir, işinde kimsenin göremediği küçük detayları fark ederek daha verimli hale getirir. Sadeliğin güzelliği onda vücut bulmuştur. Aşkın ve sevginin gösterişe ihtiyacı yoktur. O zaten içimizde ve evrende hep akan enerjidir, Venüs enerjisini bu süreçte doğru kullanan bunun farkındadır.
Bugünlerde; aşka emek verenin, samimi olanın, elinde olana şükredenin kalbine; sevginin, huzurun yerleştiğini ve çabalarının hasadını aldığını göreceğiz.
Sophie Loren bir Venüs Başak kadınıdır. Her zaman başarıya önem vermiş ve detaylı, adım adım ilerlemiştir. Eşi Carlo'ya ne kadar aşık olsa da her şeyin kuralına uygun olmasını istemiş eşinden ayrı yaşayan Carlo ile o boşanmadan ilişkiye başlamak istememiştir. Carlo onu kanatları altına alıp filmlerinde oynatmaya başlayınca Venüs Başak bu defa kendisi için işlemiş, oldukça ağır eleştirilmişti. Yine Venüs Başak kendisini sevgilisine adar, toprak grubu olduğu için sadıktır. Carlo öldükten sonra bir daha asla evlenmem demiştir. Röportajlarında ise her zaman gençliğin ve güzelliğin yetenek olmadan anlamsız olduğunu vurgulamıştır.
İşte Venüs bir ay boyunca yaşamlarımızda bu etkiyi yaratıyor. İsterseniz huzursuzluk, eleştiri, mükemmelliyetçilik isteğinde isterseniz de zeka ve güzelliğinizi birleştirerek sadeliğin güzelliğine ulaşarak bu etkiyi açığa çıkarabilirsiniz.
Mükemmel diye bir şey yoktur, esas güzellik ruhta ve bedende olan farklılıkları kusur gibi görmeden, kendin olabilmek, en sade halinle kendine ve aşka gelebilmek, bir bütün olabilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder