8 Nisan 2025 Salı

ÜLKEMİZ- 2025



Unutma;

Çiçekli bir bahar istiyorsan, önce yağmur yağması gerekir.

Dünya üzerinde hiçbir değişim ve dönüşüm kolay olmamıştır. Dünyanın oluşumunda dahi kaostan doğan düzen, yaşamı ve nimetlerini müjdelemiştir. Ve ülkemiz, dünyaya rehberlik eden, güçlü bir ruhu ve derinliği olan, her zaman uyanışların başlayarak yeryüzüne yayıldığı topraklara sahiptir.

Ülkemizin kurucusu Atatürk'ün, derin matematiksel bilgileri ve astroloji çalışmaları olduğunu biliyor muydunuz? Ülkemizin kuruluş anında da, bunun izleri görülmektedir. Ülkemizin tepe noktasında bulunan Anka Yıldızı, Zümrüdüanka gibi küllerimizden doğarak güçlenmeyi ankatmaktadır. Ve başkentimiz 'Anka-ra'dır'. Plüto yükselenimiz ve Akrep Güneş'imiz krizlerle tekamül etsek de, hepsinin bize katkı ve hediyelerle dönmesini müjdelemektedir. Ev sahipliği yaptığı alan ile; sanat ve spor alanında da önemli başarılar vaat eden bir haritamız vardır.

Tekamül yolculuğumuzu anlatan Kuzey Ay Düğümümüz Başak; çalıştıkça, ürettikçe ışıldayan, eğitim, sağlık gibi alanlarda söz sahibi olma potansiyelini gösteren bir enerjiyi anlatmaktadır. Güney Ay Düğümümüz Balık ile; empatik, derin, şifacı, birlik ve bütünlükle yükselebilecek bir ülkeyiz. Ancak bu alanların gölge yönü; sürekli bir kurtarıcı beklemek, kurban, mağdur rolü, manevi inançları sorgulamamak, duygusal zaaflara sahip olmak, beklentili ve dış dünyaya bağımlı olmakla ilgilidir. Değişim; çaba harcamayı, sorumluluk almayı gerektirir. Öğrenilmiş çaresizlik, gücü ve sorumluluğu başkasına teslim ettiğinden, daha konforlu görünebilir.

Ülke haritasında halkı, dişil alan olan Ay temsil eder. Ay'ımız 29 derece İkizler burcundadır. İyiye kullanıldığında; zeki, mizahi yeteneği olan, eğitimde oldukça iyi yerlere gelebilecek, iletişimi kuvvetli bir ülkeyiz. Ülkemizin yükselenini Ay yönetmektedir. 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.'

Şuan neden bunları yaşıyoruz? Büyük ve kolektifin değişim süreçlerini anlatan gezegenler, ülkemizin yönetim alanından geçiyor. Bu gezegenlerin bazıları yüz yıldan fazla döngülere sahip ve ülkemiz daha önce bu enerjilerin çoğunu deneyimlemedi. Öte yandan ülkemizin karmik alanında tutulmalar yaşıyoruz. Bir geçiş yılından geçtğimiz 2025, hem ülkemiz hem dünyada değişimleri vaat ederek herkesi aslında 2026'ya hazırlıyor.

Mart ayında Balık'tan Koç'a geçen Neptün, önce suların karanlıklarında kalmış ne varsa, derinlerden yeryüzüne bir kaosla çıkartıyor. Ardından Mayıs ayında Satürn de başlangıç noktasına geçecek ve yeryüzünde liderlerin daha sert hareketlerine şahit olacağız. Neptün ise bu sertliği dağıtacak, egoları çözecek. Yıl boyunca yaşayacağımız otorite ve ekonomi krizleri, yenilenmesi ve değişmesi gerekenleri daha güçlü biçimde gösterecek.

Dünyamız 2020 yılından beri kendini büyük bir dönüşüme hazırlıyor. Mikrodan makroya yenileniyoruz. Elbette yenilenmek için önce değişim gerektiren alanları fark etmemiz ve üst bilinçe geçmemiz gerekiyordu. Ara kuşak olan Y kuşağı, özellikle Uranüs Oğlak ve Satürn Kova’lar bunun için köprü kurarken, Z kuşağı tüm salgınların, darbelerin, doğal afetlerin ortasına doğdu. Dünya üzerinde bu süreçleri yaşayan kuşak, zaten Kova bilinci ile doğmuştu. Kazancın; zorlukla, bedensel eforla değil zeka ve inançla, kolaylıkla da mümkün olabileceğini bilen, yaşama ve doğaya daha saygılı doğan bu kuşak, elbette Aslan Plüto ve Satürne sahip olan liderler ile, X kuşağının inançlarını rahatsız etti. Karşı karşıya geldiler...

Onlar bu baskıları Plüto Kova çağında dünyayı dönüştürmeye hazırlanmak için yaşadılar. Şimdi yaşadığımız özgürlük sancısı ve dünya üzerindeki ayaklanmalar, yalnız bir gezegen geçişi değil, ruhumuzun ve kalbimizin özgürlük çağrısı. Üst bilince yalnız birlik enerjisinde olanlar yükselecek. Birlikte olmayanları dahi sarıp sarmalayacak yeni döngüye ilerlerken, bu enerjiye katılmayanları derin bir depresyon ve eksiklik hissi bekleyecek. Bu bilinçte ayrışma, korku, baskı ve eski güç yöntemlerine yer yok. Maddeye ve paraya eski bakış açısına yer yok. Sadece; ruh, birlik, zeka, eşitlik ve adalet var. Kömür baskıyla elmasa dönüşecek.

Sarsılarak kendimize geleceğimiz, yenilenmesi gereken yerlerde daha sert deneyimlerden geçeceğimiz zamanlarda, minik bir kıvılcımın bile, en koyu,en soğuk karanlıkları aydınlattığını unutma. Kişiler, yalnızca birer aracıdır ve öğrenmen gerekeni öğrenene dek varlıklarını sürdürürler. Yaşadığımız topraklara sevgi enerjisinde kalarak; doğruyu, ışığı, güveni yaymak, birliğe en güzel katkımızdır. Önce sen; kendi hayatında adil, dürüst, üretken olarak, bütünün iyiliğine rehber olabilirsin. Karanlığın güçlü sesinin yanında, aydınlığın naifliğine değil, sesinin daha gür çıkmasına ihtiyacımız var.

Her şey çok adil ve çok güzel olacak...


1 yorum: