Sevmeyi, sevebilmeyi, sevilmeye izin vermeyi, öz değeri ve yaşama verdiğimiz & aldığımız tüm değerleri temsil eden Venüs, bir aylık Balık yolculuğuna başlıyor. Balık, zodyağın son burcudur. Ruhun, evrimin, sevginin ulaşabildiği en son, en sınırsız, en derin halidir. Venüs bu yolculukta iken sevginin en güzel zamanları yaşanır, ilahi sevgiyle olan bağımız uyanır, sevginin en saf halini hissederiz.
Peki bu yolculukta; her şeyin ve herkesin içindeki iyiyi görebilecek, her şeyi ve herkesi olduğu gibi kabul edebilecek, sevgiyi koşulsuzca verebilecek, hayallerini yaşamaya kalbini açabilecek kadar bilge mi kalbin?
Freud sevgilinin idealize edilmesini ‘ideal benlik’ olarak açıklar. Bireyin üstün gördüğü özellik ve değerleri sevdiğine yansıtıp, bu özelliklerin onda olduğu algısına kapılması ile ilgilidir. Ernest Becker ise romantik aşkı; kendimizi kahraman gibi hissetme, bizi bütünüyle kavrayan kendimizden daha yüce bir şeyle birleşme ihtiyacımızı karşılama yollarından biri olarak görür.
Oysa esas kişi idealize etmediğinde, sevgilinin esas güzelliklerini görebilir. Kendi hayal algısına uymayan ilişki süreci derin bir hayal kırıklığı yaşatabilir. Dünyevi bağlarla bağlandığımız aşkta; kendimizi gösterebilmek ve etkileyebilmek için dünyevi değerler sunar, maskelere bürünür, kriterlerden ve beklentilerden geçer, sevilmek için her türlü fedakarlığı yapar, kendimizi ve sevgimizi kalıplara sokarız. Ruhsal bağlarla bağlandığımız aşkta; onun ruhunu görür ve hisseder, sevginin içinde egomuzu çözer, bir ve bütün olur, her şeyi zorlamadan akışta yaşar, olduğu gibi, olduğumuz gibi sevgimizi sunar ve hissederiz.
Mitolojiye göre Typhon gözlerinden ateşler saçarak herkese saldırır. Tanrı ve tanrıçalar hayvan şekline bürünerek kaçmaya çalışırlar. Aphrodite yani Venüs ve oğlu Eros Fırat nehrine kendini bırakır ve balık şeklini alırlar. Birbirlerinden kopmamak için kuyrukları ile bağlanırlar. Balığın karmaşadan kaçan ruhu burada vurgulanmıştır. Aynı zamanda kuyruklarının bağlanması da bağımlılık yönlerine bir vurgudur. Anne rahminden kopmak istemeyen çocuk dünyamızı anlatır. Annenin sınırsız fedakarlığı da burada vurgulanır. Balık sembolü çift yönlüdür ve hayallerle gerçeklerin birliğidir. Venüs Balık yolculuğunda bir ve bütün hissetmek isteriz.
Bu süreçte; sevgimizi koşulsuzca göstermek isteyecek, daha romantik, duygusal ve fedakarlıklarla yaklaşacak, affedici olacağız. İlişkilerde duygusal olarak anlaşılmayı, sevgi ve anlayışı, merhamet ve fedakarlığı, aynı hayalleri kurabilmeyi, birbirimize daha derin yaklaşabilmeyi arayacağız. Beraber yaşamdan uzaklaşmak, izole olmak, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılamak isteyeceğiz.
Bu dönemde; ilhamla dolacak, daha yaratıcı hissedecek, manevi, ruhsal çalışmalar ve şifa terapileri için destekleneceğiz. Şayet rahatsızlıklarımız varsa, bu süreçte daha kolay şifalanıyor olacak.
Bu yolculuğa Kuzey Ay Düğümü, Neptün ve Satürnün de eşlik etmesi ile; ilahi hak edişlerimizi aldığımız, yolumuzda kadersel işaretler bulduğumuz, gerçekçi hayallerimizin desteklendiği, herkesin ve her şeyin gerçekliğini gördüğümüz, sınırlarımızı doğru çizmemiz, fedakarlık dengelerini gözden geçirmemiz gereken bir dönemde olacağız. Özellikle 12 Ocak tarihinden itibaren bizi hayal ve hayat amaçlarımıza kadersel olarak taşıyan etkilerde olacak, oldukça mistik bir döneme başlayacağız. 19 Ocak etrafında ilişkiler, mali konular ve yaşamımızdaki kişilere dair kalıcı kararlar vereceğiz. Kimiler rüya gibi bir aşka başlarken, kimileri bir rüyadan kendi gerçeğine uyanıyor olacak. 19 Ocak itibariyle; arınmak, bırakmak, diyet ve detoks yapmak için destekleneceğiz.
Yaşamdaki ve kendimizdeki güzellikleri gördüğümüz, bırakmamız gereken her şeyi kolaylıkla bırakarak hafiflediğimiz, kendimize ve diğerlerine şefkatle, koşulsuz sevgiyle yaklaştığımız, yolumuza destek olacak doğru kişilerle buluştuğumuz, yaşamda her ne oluyorsa olana güven duyduğumuz, olmayan her şeyden korunduğumuzu görebildiğimiz, her halimizi her halde kabul edebildiğimiz bir yolculuk olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder