Gökteki ne ise;
*Ay Terazi, haritanın 8. Evindeyken Güneş Koç, 2. Evinde ve 0 derecedeler. Güneş Şiron ile kavuşumda.
*Ay; hızlı döngüde, olaylar 0 derecenin de etkisiyle hızla gelişecektir. Alya ve Menkar ile paralel.
*Şiron, Kerb ile kavuşumda.
*Anın yükseleni Kova Alshain ile kavuşumda ve yöneticisi Uranüs Ay ile 150 derece açıda.
*Venüs Lilith ile kavuşumda ve Marsla kare açı yapmakta. Fakat Jupiter'e olumlu açılar gönderiyor.
*Retrodaki Merkür’ün Neptün ile kavuşumu 5 orb ile Jupiter’e kare. Mars ise Jupiter ile 150.
*Mars, Satürn ve Plüto ile 120, Merkür de Satürn ile 60 derecede.
*Apexi Kuzey Ay Düğümü olan bir Yod bulunmakta.
Bu süreçten en çok Terazi, Koç, Oğlak ve Yengeçler, bu burçlarda ve haritasında 0 derecede gezegen yerleşimi olanlar etkilenecektir fakat etkilenme durumu hepimizin bireysel haritasına göre keskin veya azdır, unutmayalım.
Yeryüzündeki de odur;
Eril ve dişil enerji, özgürlük tutkusu ve bağlanmak, dürtüler ve sevgi karşı karşıya geliyor. Fakat zihnimiz dalgın, aklımız havai, yolumuz sisli bu dönemde. Az ve öz konuşmalı, usul usul ilerlemeli. Tohumu yeşertmek de, çürütmek de bizim elimizde.
Dolunay’ın ana teması esasında ilişkiler. Bir başkasıyla gerçek anlamda bütün olup olamadığımızı bizlere göstermek istiyor ay ışığı. Sözde değil; gerçekten değer verip – görebildiğimizle, ruhsal anlamda kaybolup aynı zamanda o kişide kendimizi bulabildiğimizle, bir esrime içerisinde benimseyip benimsemediğimizle, sadece dünyevi değil, o kişinin varoluşunu sevip kabullenişimizle ve kabul görüşümüzle bizleri yüzleştirmek.
Ne çok fazla ‘ben’ demeli, ne de ‘biz’ diyerek ilişki içerisinde kimliğini tamamen kaybetmeli. Dürüst ve adil olmalı, hislerimizi bu dönemde açık açık anlatmalıyız. Merkür’ün Retro etkisi kalbimizin geçmişte kırılmış parçalarını aydınlatıyor yeniden. En derin yaralarımız kabuğunu hatırlatıyor. Bu öyle bir parçalanmış kırmızı ki; onunla büyümüşüz, onunla olgunlaşmışız, onun nasıl geçeceği konusunda en usta biziz. Yalnızca aşk değil, insan ilişkilerinde de bir hayal kırıklığı yaşayabiliriz, ancak bu yara tanıdık. Ve bu tanıdık yarayı yaşayan birine şifa da olabiliriz. Bugüne dek acılarımızın bize anlatmak istediğini, bugün farkındalıkla nihayet anlayabiliriz.
Ve bugünlerde yine ‘dürtüler’imize dikkat etmeliyiz. 2 – 8 aksındaki dolunayda bu dürtüler neler olabilir? En başta ego, maddiyat, dünyevi zevkler, geçmişin getirdiği psikolojik yüklerin yaratacağı öfke patlamaları, cinsellik, haksız yere kazanç sağlama, karanlık işler, kriminal durumlar.
Bu süreçte; yanlış anlaşılmalar, ayrılıklar, boşanmalar da olası. Aynı zamanda geçmişte yaşanmış gizli ilişkiler, aldatmalar, yalanlar da yüzeye çıkmayı beklemekte. Karma, her zaman kalbini saf tutanlara ödülünü verecektir. Dolunay, ahlak yasalarına uymayanlara olumsuz işlerken, uyanlar için birinin gerçek yüzünü görmek bir ödüldür. Şimdi; hayat yolculuğumuzda görevini tamamlamış, bize öğreteceğini öğretmiş olan kişiler başka yaşanmışlıklara doğru adımlarını atabilir, bizim de yolumuza; bizi büyütecek, bize değerler katacak, benliğimizi güzelleştirecek birileri çıkabilir. Yeter ki biz özümüzü koruyalım, kibirle değil, kendimize değer vererek.
İnzivaya çekilmek en güzeli bu günlerde. Ruhumuzu sanata ve edebiyata dökmeli, biraz rahatlamalıyız.
Dolunayın bize anlatmak istediği bir diğer tema da, dönüşüm cesareti. Bizden yaşça büyük kişilerle, hayatımızda otorite olan figürlerle yapacağımız konuşmalar bizi hep düşündüğümüz fakat korktuğumuz şeyleri hayata geçirmek için vesile olabilir. Hayallerimizi somut hale getirme zamanı çoktan gelmiştir ve geriye yalnızca evrenin mesajlarını okumak kalıyordur.
Dünya arenasında; geçmişte yapılmış anlaşmaların, konuşmaların, geçmişte yaşanmış savaşların yeniden gündem oluşuna şahit olabiliriz. Aynı zamanda geçmişte yargılanmış suçlular, işlenmiş suçlar da tekrardan gözden geçirilebilir. Yeryüzünde adaletin sorgulanacağı bu günler adalet sisteminde yenilikleri getirebilir. Pek çok ortaklık bitecektir ve beklenmedik kişiler ortak olmaya karar vereceklerdir. Din – mezhep çatışmaları yıl boyu etkili olacaktır fakat keskin olarak 13 Ocak, 26 Haziran ve 21 Eylül tarihleri etrafında görebileceğiz.
Ülkemizde; Dış borçlarla ile ilgili bir yapılandırılmaya gidilebilir. Dış ticaretle ilgili yeni anlaşmalar yapılabilir fakat halk bu durumdan pek hoşlanmayacaktır. Siyasi ideolejiler ve yabancı ülkelerle olan ilişkilerimiz çatışabilir. İnanç sistemi ile ilgili uluslararası sorunlar çıkabilir. Din adamları, profesörler, eğitim, hukuk ve göçler gündemimize oturabilir. Ayrıca yardım kuruluşları fazlaca ön planda olacaktır.
Yaşamın yepyeni döngüsü başlıyor İlkbahar’dan Kışa’a. Yaşanan her şeyin bizim iyiliğimize olduğunu kabullenelim ki, hayat da bize meyvelerini sunsun.
Sevgilerle;
İnci Gücen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder