Dişil ve eril enerjinin karşı karşıya geldiği bugünlerde, duygular ve mantık çatışır, ruhumuz sıkışıyor gibi hissedebiliriz. Rahatlamak için Moon Mantra dinlemenizi öneririm. Ayrıca unutmayalım ki Dolunay'lar gözlere şifalıdır, parlaklığını uzun uzun izleyebiliriz.
Gökte ne varsa;
*Ay Başak burcunda, ufuk çizgisinin hemen üstünde yani 12. evde 1 derece ve Güneş 6. evde, Balık burcunda, 1 derece. Ay, kraliyet yıldızı Regulus'un enerjisini yeryüzüne yansıtıyor.
*Baskın element toprak ve aklı, iletişimi simgeleyen hava elementi hiç yokken, almuten Merkür.
*Anın yükseleni Başak ve yükselen yöneticisi Merkür, Neptün ile kavuşum halinde. Achernar Sabit yıldızının enerjisini yeryüzüne yansıtıyor.
*Merkür gibi Venüs de zararlı olduğu burçta, Oğlakta Güney ay düğümüne doğru yol alırken Satürn ve Plüto ile beraber. Aynı zamanda Mars da zararlı olduğu konumda, Boğa'da.
*Şiron - Ay 150'liliğini de unutmamak gerek.
Yeryüzündeki de odur;
Geceyi aydınlatan Ay, fazlalıkları adeta yüzümüze çarpıyor. Zihnimizde birikmiş tortular, soyut ve somut vadesi dolmuş ne varsa artık hayatımızdan çıkması gerekiyor.
Kim ve ne, nerede, ne kadar verimli? Biraz bunu sorguluyoruz, kendimiz dahil. Kimin hayatında, hangi roldeyiz? Hayatımızdakiler bize ne katıyor? İşimiz bize, biz oraya uygun muyuz?
Biraz pragmatizm dolu bir dolunay mı ne?
Bazılarımız ise hak ettiğimiz maddi- manevi değerlere bu dolunay günlerinde kavuşuyoruz. Maddi olarak harcamalarımızı kısmanın ve kaynaklarımızı verimli kullanmanın önemini anlıyoruz.
Bu dolunay enerjisini, hazır Merkür- Neptün kolkola iken ilham ışığıyla sanata yansıtabiliriz. Yardımlarda bulunarak içimizdeki sevgiyi besleyebilir ve salt sevgiyi kendimize çekebiliriz.
Sürüncemede kalmış devlet işlerimizi, maddi sorunlarımızı, davalarımızı, iş yeri ile ilgili problemlerimizi halledebiliriz.
**
Belki de bugünlerde içinizden; verdiğiniz değeri, yaptığınız fedakarlıkları, aldığınız karşılıkları düşünüp duruyorsunuz. Bir kurban bilincine giriyor, bir eksik hissediyorsunuz. Kandırılmış, kullanılmış, oyunlarla, taktiklerle bir şeyleri yapmak zorunda kalmış gibisiniz.
Belki de bugünlerde emeğinin karşılığını vermediğiniz, duygularını incittiğiniz, her şeyi karşıdan beklediğiniz anlar yüzünüze çarpılıyor, vicdanınız susmuyor. Konuşarak anlaşmak da bir hayli zorluyor. Eleştirinin sınırını bilmeli, biraz rahatlamalı.
Hayatta herkes kendi sevgisinden, kendi verdiği değerden, kendi yaptıklarından sorumludur. O nedenle binbir türlü fedakarlık edip kurban bilincine girmek de, karşı tarafı sömürüp kar elde ettiğini düşünmek de boşunadır. Kim ne yapıyorsa, kendine yapar.
Unutmayın; bu dönemde hayatınızdan çıkan ne ve kim varsa sizinle olan yolculuğunu tamamlamıştır. Artık ne siz ona bir şey katabilirsiniz ne de o size. Öğrenilmesi gerekenler öğrenilmiştir ama belli ki yolun geri kalanını birbiriniz için güzelleştirmeyeceksiniz. Kaderin yolu besbelli, direnmek süreyi uzatır fakat rotayı değiştirmez. Evrenin planları hep sizi düşünür, siz bilemezsiniz, ruhunuz, alt bilinciniz bilir. Akışta kalın.
Toplumda;
*Sağlık sektörü, hizmet sektörü, çalışanlar ve işverenler ile ilgili yeni düzenlemeler yapılabilir.
*Yardım dernekleri, huzurevleri, sosyal sorumluluk projeleri ve hapishanelerle ilgili yeni konular gündeme gelebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder